ETLİ BİBER DOLMASI

Dolma sever misiniz? Ben her tür dolmayı çok severim. Annem muhteşem yapardı dolmaları. Patlıcan, biber dolmasıyla, etli lahana sarmasının üzerine tereyağı, domates veya salça, sarımsak ve kuru naneyle yapılan ve "celp" denen bir sos yapardı. Çok lezzetli olurdu. Ama ben bugün klasik bir biber dolması yaptım. Bir ara celpli yapıp tam tarifini veririm.

Malzemeler:

1/2 kg. dolmalık biber
250 gr. kıyma
1 küçük su bardağından 1 parmak eksik pirinç
4 küçük domates
1 kuru soğan
4-5 küçük diş sarımsak
1/2 çay bardağı domates suyu
1'er tutam nane, dereotu ve maydanoz (veya hangisi varsa)
1/2 çay bardağı zeytinyağı
2 çay bardağı su
Tuz

- Dolmalık biberleri hazırlayıp içlerine birer tutam tuz ekelim ve ters çevirip bir tepsiye dizerek kenara alalım.

- Domateslerden 1 tanesini rendeleyelim.
- Sarımsakları soyup bir çay kaşığı tuzla havanda dövelim.

- Dolmayı pişireceğimiz tencereye zeytinyağını koyup dövülmüş sarımsakları ekleyerek kısa süre kavuralım.

- Üzerine domates rendesini döküp biraz suyunu çektirelim. Bana rengi biraz açık geldiği için 1/2 çay bardağı domates suyu ekledim. Sizin domateslerin rengi yeterliyse domates suyu koymanıza gerek yok. Bir iki taşım kaynayınca ocağı kapatıp tencereyi bir kenara alalım.

- Kuru soğanı soyup derince bir kaba yemeklik olacak şekilde ince ince doğrayalım.

- Kıymayı ekleyelim.

- Yeşillikleri incecik kıyalım (hepsini kıydığımda bir su bardağı kadar oldu. İsterseniz miktarını ona göre ayarlayabilirsiniz). Kıyılmış yeşillikleri de kıymanın üzerine ekleyelim.

- Kalan 3 tane domatesi rendeleyip bunu da kıymaya katalım.

- En son pirinç ve 1 tatlı kaşığı tuzu ekledikten sonra tüm malzemeleri iyice karıştıralım.

- Dolmanın yumuşak olması için, hazırladığımız için sulu olması gerekiyor. Bu nedenle 1/2 çay bardağı su koyup tekrar karıştıralım.

- Hazırladığımız biberleri, üzerlerinde 1/2 cm boşluk kalacak şekilde doldurup, sos hazırladığımız tenceremize yerleştirelim.

- Tüm biberler ve dolma içi bitince, tencereye kenarından yavaş yavaş 1.5 çay bardağı su ekleyip ocağa oturtalım.
- Kaynamaya başlayınca ocağı kısıp, biberler ve pirinçler yumuşayıncaya kadar pişirelim.

Afiyet olsun.

ÇİLEK REÇELİ

Yazın geldiği rengarenk meyvelerden de belli oldu artık. Manavların, pazar tezgahlarının önünden geçerken mis gibi çilek kokuları aklımı başımdan alıyor. Eh, çilekler böyle güzelleştiğine göre çilek reçeli yapma zamanı da gelmiş demektir. Bizim hafta sonu kahvaltılarımızda kaç çeşit reçel olursa olsun, gene de "çilek reçeli yok mu?" sesleri yükselir. O nedenle bu mevsimde bol bol yapmaya çalışırım. Ama en pratik şekilde. Ben klasik tariflerde olduğu gibi çileği şekerle birlikte 1 gün bekletmiyorum. Hemen pişiriyorum. Nasıl yaptığımı da hemen anlatıyorum. Haydi bakalım.

Malzemeler:
1 kg çilek
1 kg toz şeker
1 limonun suyu

- Buzdolabının derin dondurucusuna 2-3 tane tatlı kaşığı koyarak soğutalım. Reçelin kıvamının olup olmadığını anlamak için bu soğuk kaşıklar çok işe yarıyor.
- Çilekleri yıkayıp ayıkladıktan sonra derin bir tencereye koyalım.

- Üzerine şekeri koyup tencereyi elimizde sallayarak çileklerle şekerin biraz karışmasını sağlayalım.

- Tencereyi ocağa en kısık ateşte koyalım.
- Bir süre sonra çilek suyunu salıp, şekerin rengi pembeleşmeye başlayacaktır.

- Metal bir kaşıkla çileklere zarar vermeden yavaşça karıştıralım.

- Çilekler suyunu iyice saldığında ocağın ateşini artıralım ve köpük köpük olana kadar kaynatalım. Arada reçelimizi kaşıkla karıştırmayı unutmayalım.

- Reçel iyice köpürüp kabardığında taşmaması için ocağı iyice kısalım ve bu şekilde yavaş yavaş pişmeye bırakalım.

- Arada üzerindeki köpükleri kaşıkla alalım.

- Ocağın altını kıstıktan yaklaşık 25 dakika sonra, derin dondurucudan aldığımız kaşığa bir damla reçel damlatalım. Damla dağılmıyorsa ve kaşığı yan çevirdiğimizde çok ağır olarak akıyorsa kıvamı olmuş demektir.

- Limonun suyunu reçelimize ekleyip 1-2 taşım daha kaynatıp ocağı kapatalım.

- Bu andan itibaren reçele kaşık sokmak yok. Kendi halinde ve tencerenin kapağı açık olarak 1 gece bekletelim.

- Ertesi gün kavanozlara boşaltabiliriz.
Afiyet olsun.

Eve yemek üzere aldığım çileklerin tüketemediğimiz kısmını da bu şekilde reçel yapıyorum. Ne kadar çilek kaldığını tartıyorum. Ayıklanmış olduğu için toz şeker miktarını 1'e 1.5 olacak şekilde koyuyorum. Yani diyelim ki 300 gr. çilek kalmış. 450 gr. toz şekerle aynı şekilde reçel yapıyorum. Böylece reçellerim birikiyor ve kış boyunca tüketiyoruz.

DAMLA SAKIZLI MUHALLEBİ

Hepimize iyi haftalar. Artık iyiden iyiye yazın kendini gösterdiği günlere nihayet geldik. Bu sıcak günlerde de değişik zeytinyağlılar, soğuk sütlü tatlılar, meyveli tatlılar veya dondurma ne güzel olur değil mi? Geçen hafta tarifini verdiğim sakızlı muhallebiyi sakız reçeliyle yapmıştım. Bu sefer klasik damla sakızlı muhallebi tarifini vermek istiyorum. Damla sakızı bazı bakkallarda dahi bulunabiliyor. Ama gene de elinizde yoksa 1-2 adet falım sakızı da kullanabilirsiniz. Hatta damla sakızlı vanilyalar var. İsterseniz onlar da işinizi görür.

Malzemeler:
1 lt. soğuk süt
3 tepeleme yemek kaşığı buğday nişastası
1 tepeleme yemek kaşığı un
1.5 çay bardağı toz şeker
4-5 adet damla sakızı
Vanilya
1 su bardağı krema

- Havana damla sakızlarını koyup toz oluncaya kadar dövelim.

- Derin bir tencereye nişasta, un ve toz şekeri koyup karıştıralım.

- Üzerine soğuk sütü yavaş yavaş çırparak koyalım ki malzemeler topaklaşmasın.

- Sonra tenceremizi ocağa alıp orta hararetli ateşte sürekli karıştırarak pişirelim.
- Muhallebi koyulaşıp, göz göz kaynamaya başlarınca ocağı kapatalım.

- İçine dövülmüş damla sakızı, vanilya ve kremayı koyup 15 dakika mixerle çırpalım.

- Çırpılan muhallebiyi kaselere paylaştırıp soğuyunca servis yapalım.

Mmmmm. Mis gibi sakız kokulu muhallebi.... Muhteşem.
Afiyet olsun.

KÖZLENMİŞ PATLICANLI SOMON

Dün akşam yaptığım yemek çok lezzetli oldu. Bizim ev halkından da tam not aldı. Bu yüzden bugün tarifini vermek istedim.

Malzemeler:
2 büyük dilim somon
1 kg patlıcan
1 tepeleme yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı süt
1 tatlı kaşığı tereyağ
Tuz
Karabiber
Zeytinyağı

Beşamel sos için:
1 yemek kaşığı tereyağ
1 küçük su bardağı (200 ml) sıcak süt
1 küçük su bardağı (200 ml) sıcak su
2 tepeleme yemek kaşığı un
1 çay bardağı rendelenmiş kaşar peyniri

- Fırını 200 dereceye ısıtalım.
- Patlıcanları yıkayıp kuruladıktan sonra, üzerlerine çatalla delelim ve ısınmış fırına koyup 1 saat pişirelim.

- Somon dilimlerini tuzlayıp karabiberledikten sonra çok az zeytinyağı ile yağlanmış tavaya koyup kısık ateşte, kapağı kapalı olarak 2 tarafını da pişirelim.

- 1 saat sonra pişmiş patlıcanları alıp biraz ılındıktan sonra soyalım.

- Yayvan bir kapta çatalla iyice ezelim.

- İçine 1 çay kaşığı kadar tuz koyalım.
- Küçük bir tencereye 1 tatlı kaşığı tereyağı koyup erittikten sonra 1 yemek kaşığı unu tereyağında kavuralım.

- Kavrulan unun içine ezilmiş patlıcanları koyup, un topaklaşmayacak şekilde karıştıralım.

- Üzerine 2 yemek kaşığı sütü ekleyip hepsini birbirine yedirelim ve püremiz göz göz kaynamaya başlayınca ocağı kapatalım.

- Patlıcan püresini bir fırın kabına yayalım.
- Pişmiş somonları ayıklayıp, küçük parçalar halinde patlıcanın üzerine yerleştirelim.

- Fırını 200 dereceye ayarlayalım.
- Beşamel sosu hazırlamak için küçük bir tencerede 1 yemek kaşığı tereyağ ile 2 yemek kaşığı unu kavuralım.

- Unun rengi koyulaşmaya başlayınca sıcak sütü sürekli çırparak ekleyelim. Ardından sıcak suyu da koyup boza kıvamına gelene kadar karıştırarak pişirelim.

- Tepsiye yerleştirdiğimiz ayıklanmış balıkların üzerine hazırladığımız beşamel sosu yayalım.

- En üste rendelenmiş peyniri koyup 200 dereceye ısıtılmış fırında 20-25 dakika (üzeri kızarana kadar) pişirelim.

- Fırından çıkarınca 30 dakika kadar dinlendirip servis yapalım.

Afiyet olsun.

SAKIZLI HİNDİSTAN CEVİZLİ MUHALLEBİ

Son yıllarda özellikle İzmirliler'in yeni tatil mekanı Sakız adası oldu. Hatırlar mısınız, bizim ülkede bir zamanlar Arap turist furyası olmuştu ve tüm dükkanlar (özellikle Beyoğlu'nda) vitrinlerine Arapça yazılar yazıyorlardı. Onun gibi Sakız Adası'nda da insanlar Türkçe kelimeler öğrenmişler, Türkçe broşürler bastırmışlar ve herkesi güler yüzle karşılıyorlar. Şehir merkezinde fazla bir şey yok bence. Ama köyleri görülmeye değer. Çok fazla olmasa da birkaç köyünü gezdim ve bunların içinde özellikle Mesta çok güzeldi. Bence adanın tek sıkıntısı yemek kültürü. Ne yazık ki yemek yapmayı bilmiyorlar. Muhteşem karidesleri ve kalamarları var. Fakat pişirmeyi bilmiyorlar. Orada severek yediğim tek şey neydi biliyor musunuz? İmambayıldı. O da çok lezzetli olduğundan değil, benim damak tadıma daha uygun olduğu için. Her neyse... Dönüşte elbette sakız reçeli ve damla sakızı aldım. Sakız reçeli macun gibi koyu kıvamlı ve çok tatlı. Sade olarak tüketilecek gibi değil. Ben de (gene annemin önerisiyle) sakız reçeliyle muhallebi yapmaya karar verdim. Orada sakız reçelleri, sade, vanilyalı, bademli v.s. diye değişik lezzetlerde yapılmış. Ben bademlisini aldım. Tabii bu muhallebiyi damla sakızıyla da yapabilirsiniz. 

Malzemeler:
1 lt. süt
3/4 çay bardağı toz şeker
3 tepeleme yemek kaşığı buğday nişastası
1 yemek kaşığı sakız reçeli
2 yemek kaşığı hindistan cevizi
1 paket şekerli vanilin

- Sütün 1 çay bardağı kadarını ısıtalım.
- Sakız reçelinin üzerine sıcak sütü koyarak, reçel eriyene kadar çırpalım.

- Bir tencereye nişasta, toz şeker ve hindistan cevizini koyup karıştıralım.

- Üzerine kalan soğuk sütü yavaş yavaş çırparak koyalım ki nişasta topaklanmasın.

- Ardından sakız reçelli sütü de ekleyip tenceremizi ocağa alalım ve orta hararetli ateşte sürekli karıştırarak pişirelim.

- Karışım koyulaşıp, göz göz kaynamaya başladığında ocağı kapatıp şekerli vanilini ekleyelim ve bunu da muhallebiye karıştırarak yedirelim.

- Hazırladığımız muhallebiyi mixer ile 10-15 dakika kadar çırpıp kaselere paylaştıralım.

- Soğuyunca servis yapabiliriz.
Afiyet olsun.