FESLEĞEN KOKULU MUTFAK


3 Eylül 2014 Çarşamba

ŞEBNEMCE ALA NAZİK


Ali Nazik adının nereden geldiğini biliyor musunuz? Sanki yapan kişinin adı verilmiş gibi düşünürdüm ama öyle değilmiş. Arapça'dan gelme olup, "Ala Nazik", yani "Güzel Yemek" demekmiş. Ala Nazik yıllar içinde Ali Nazik haline gelmiş. 

Sevgili Antep'li arkadaşlarım... Bilmem Ali Nazik kadar beğenecek misiniz bu tarifi ama belki bir kez deneseniz seversiniz. Şebnemce Ala Nazik, Ali Nazik'ten esinlenerek yapılmış, içinde biraz İstanbul, biraz Fransız esintisi olan bir lezzet işte. Ama şu kesin ki, damak tadı olan, iştahlı arkadaşlarımızca test edildi, onaylandı.

                       

Malzemeler:

1 kg. topan patlıcan
750 gr. kıyma
2 orta boy kuru soğan
1 çay bardağı iç badem (kabuğu soyulmuş)
2 yemek kaşığı zeytin yağı
1 tatlı kaşığı hardal
Tuz
Karabiber
Kimyon
Maydanoz

Sosu için:

1 yumurta
2 tepeleme yemek kaşığı un
2.5-3 su bardağı süt
1 tatlı kaşığı tereyağı
Bir tutam muskat rendesi (şart değil)

Üzeri için:
 1/2 su bardağı kaşar peyniri rendesi

- İlk iş olarak patlıcanları közleyelim. Bunu ister ocakta, isterseniz fırında yapabilirsiniz.
- Közlenen patlıcanların kabuklarını soyup, çatalla ezelim. Bir tutam tuzla karıştıralım.


- Bir tavaya kuru soğanları yemeklik doğrayalım.
- Zeytin yağını ve bademleri de ekleyip ocağa oturtalım.


- Soğanlar yumuşamaya başlayıp, bademler pembeleşince kıymayı ekleyelim.


- Kıymayı bir kaşıkla ezerek kavrulmuş soğanla karıştıralım. Suyunu salıp çekene kadar ara ara karıştırarak kavuralım.


- Kavrulan kıymanın üzerine tuzu, karabiberi, kimyonu ve maydanozu ekleyip karıştırdıktan sonra ocaktan alalım ve soğumaya bırakalım.


- Fırını 200 dereceye ayarlayalım.
- Bir çırpma kabına yumurtayı kıralım ve üzerine sütü koyup çırpalım.
- Küçük bir tencereye unu koyalım ve bir çırpma teliyle çırparak, yumurtalı süt karışımını unla karıştıralım.
- Bu karışımı ocağa alıp sürekli karıştırarak muhallebi kıvamına gelene kadar karıştıralım. Üzerine tereyağı ekleyelim. En son muskat rendesini ekleyip ocaktan alalım.


- Hazırladığımız sosun yarısını patlıcanların üzerine döküp karıştırdıktan sonra, bunu bir fırın kabına yayalım.


- Sosla karışmış patlıcanların üzerine kıymayı yayalım.


- Bunun üzerine kalan sosu döküp, en üste de rende kaşar peynirini koyduktan sonra 200 dereceye ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar, yaklaşık 20 dakika pişirelim.


- Fırından çıkarıp yaklaşık 30 dakika kadar dinlendirdikten sonra servis yapalım.

                               
Afiyet olsun.



19 Ağustos 2014 Salı

KIZIMIN SİYAH BEYAZ KEKİ

Yemek yapmayı çok sevdiğimden olsa gerek, kızımın da mutfak işlerine düşkün olmasını istiyor ve bir şeyler yaptığı zaman da çok mutlu oluyorum. Geçenlerde ilk kez ben işteyken enfes bir kakaolu kek yapmıştı. Bugün de "kek yapalım" deyince hemen kalktım ve aşama aşama kızımı görüntüledim. Sonuç çok güzeldi. 



Malzemeler:
3 yumurta
1.5 su bardağı toz şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvı yağ (biz 1/2 su bardağı erimiş tereyağı, 1/2 su bardağı da fındık yağı kullandık)
2.5 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket şekerli vanilin
3 yemek kaşığı kakao



- Fırınımızı 180 dereceye ayarlayalım.
- Kek kalıbımızı yağlayalım.
- Bir karıştırma kabına unu, kabartma tozunu ve şekerli vanilini eleyerek koyup karıştıralım.


- Çırpma kabımıza yumurtaları koyup çırpalım.
- Ardından toz şekeri ekleyip çırpmaya devam edelim.


- Karışım beyazlaşınca süt ve yağı ekleyelim.


- Son olarak mixerin hızını en düşüğe getirip, unu ekleyelim ve homojenize bir karışım elde edene kadar karıştıralım.



- Karışımın yarısını hazırladığımız kalıba dökelim.


- Kalan karışıma kakaoyu ekleyip bunu da iyice karıştırdıktan sonra, kalıptaki sade karışımın üzerine dökelim.





- 180 dereceye ısıtılmış fırına kalıbımızı koyup 35 dakika kadar pişirelim.
- Bir kürdan ile kekin pişip pişmediğini kontrol ettikten sonra keki fırından alıp bir ızgara telinin üzerinde soğumasını bekleyelim.


- Kekimiz servise hazır. Kızımın da ellerine sağlık. Mmmmm.... Enfes....


5 Ağustos 2014 Salı

ZEYTİN EZMELİ ÇITIRLAR

Çok uzun zamandır yeni tarifler yazamamanın verdiği sıkıntıyla tekrar bilgisayarımın karşısına geçtim. Elbette mutfaktaki yeni lezzet arayışlarım durmadan devam ediyor etmesine de, yazma kısmında biraz yavaş kalıyorum. Ama yazın son ayına geldik ve benim aklımda kış için yapmayı planladığım bir dolu lezzet var. O nedenle artık yazmaya başlamalıyım, ne dersiniz? Fakat size bugün vereceğim tarif çok yönlü. Yani ister yaz olsun ister kış, yanınızda bulunması sizi mutlu edecek. Yazın şu kavurucu sıcaklarında, denizden susamış olarak çıktığınızda, buz gibi bir biranın veya limonatanın yanında çıtır çıtır tüketebileceğiniz bir tat. Kış akşamlarında ise televizyon karşısında gene aynı tat sizi cips gibi yüksek kalorili atıştırmalıklardan kurtaracaktır. Tarifi mi? Çok kolay....


Malzemeler:
2 adet yufka
2-3 yemek kaşığı kadar zeytin ezmesi
1 çay kaşığı tereyağ (oda sıcaklığında)



- Fırınımızı 170 dereceye ayarlayalım.
- Fırın tepsisini tereyağı ile yağlayalım.
- Yufkanın birini tepsiye dümdüz yayalım. Kenarlardaki fazlalıkları bir bıçakla düzgünce kesip çıkaralım.


- Zeytin ezmesini yufkanın üzerine bir bıçak veya spatula yardımıyla, yufkayı yırtmadan sürelim.


- İkinci yufkayla sürdüğümüz zeytin ezmesinin üzerini kapatıp, elimizle hafifçe bastıralım ki yufka yapışsın. Gene kenarlardaki fazlalıkları düzgünce kesip alalım.



- Keskin bir bıçakla yufkaları küçük karelere veya dikdörtgenlere bölelim.


- Tepsimizi 170 dereceye ısıtılmış fırına koyup, yufkalar kuruyup, rengi hafif pembeleşene kadar (yaklaşık 10 dakika) pişirelim.


- Tepsiyi fırından çıkaralım. Çıtırları bir ızgara telinin üzerine koyup nemlenmeden soğumalarını sağlayalım.


- Soğuyan çıtırları kapağı iyi kapanan bir kavanozda günlerce saklayabilirsiniz.

Afiyet olsun.

28 Mayıs 2014 Çarşamba

GİRİT KABAKLI İMAM BAYILDI

Sıcakların kendini hissettirmeye başladığı, yazın habercisi meyvelerin ve sebzelerin tezgahları süslediği bu günlerde pazara çıkmak ayrı bir keyif benim için. Her tezgah bir tablo sanki. Bu tezgahların birinde gördüğüm, henüz üzerinde çiçekleri duran tazecik Girit kabakları "beni al, beni al" diye bağırırken, yanındaki taze sarımsak başları da "beni de al" edasıyla salınırken aklıma bu güzel yemek geldi işte. Yazın en hafif ve en lezzetli zeytinyağlılarından olan ve yakın komşumuz olan Rumların "bizim" diye üstlendiği, ama laf aramızda bizim kadar güzel yapamadıkları bu yemeğin aslı bence patlıcanla pişirilenidir. Fakat o körpecik Girit kabaklarıyla da hiç fena olmadı inanın....



Malzemeler:
500 gr. incecik Girit kabağı
3 küçük kuru soğan
3 orta boy domates
1 baş taze sarımsak
1/2 çay bardağı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı toz şeker
1/2 demet dereotu
1/2 su bardağı sıvı yağ (kabakları kızartmak için)

- Kabaklarımızın sapını ve çiçeğini keselim. Kabuklarını soymadan güzelce yıkayıp kurulayalım.
- Kızartma tenceresine sıvı yağ koyup ısıtalım. Ben fındık yağı kullanıyorum. Siz istediğiniz yağı kullanabilirsiniz. Isınan yağa kabakları atıp kızartalım ve imam bayıldıyı pişireceğimiz tencereye alalım.



- Kuru soğanları yarım ay şeklinde doğrayalım.
- Sarımsakları ince ince kıyalım.
- Domateslerin kabuklarını soyup küp küp doğrayalım.
- Bir tencereye zeytin yağını koyup ısıtalım. Doğradığımız soğanları ve sarımsağı ekleyerek tuzunu serpelim ve rengi dönene kadar kavuralım.



- Kavrulan soğanların üzerine doğranmış domates ile toz şekeri ekleyip kavurmaya devam edelim.



- Hazırladığımız harcı kızarttığımız kabakların üzerine döküp kısık ateşte kabaklar yumuşayana kadar pişirelim.



- Pişen yemeğin üzerine kıyılmış dereotunu ekleyip tencerenin kapağını kapatalım.


- Tenceresinde soğuttuktan sonra servis yapalım.
Afiyet olsun.

30 Nisan 2014 Çarşamba

HAMSİ BUĞULAMA

Bu sene doğru dürüst bir hamsi yiyemedik. Karadeniz hamsisi İzmir'e mi gelmedi, yoksa bana mı denk gelmedi bilmiyorum. Ama geçen gün canım öyle çok hamsi çekti ki, dayanamayıp aldım. Şansıma çok güzeldi. Bir kısmını hamsi tava bir kısmını da hamsi buğulama yaptım. Yanına da bol yeşil salata ile muhteşem... İşte hamsi sevenlere tarifler... Karadenizli arkadaşlarım; hatam olursa uyarın lütfen...



Malzemeler:
500 gr. hamsi (ayıklanıp, yıkanmış)
3 yemek kaşığı zeytin yağı
1 limonun suyu
1 çay kaşığı tuz
1 tutam karabiber
10-12 sap maydanoz
4-5 adet defne yaprağı




- Ayıklanıp yıkanmış hamsileri tuzlayalım.
- Yassı bir tencerenin dibini zeytinyağı ile yağlayalım.


- Tuzlanmış hamsileri tenceremize dizelim.
- Hamsilerin üzerine defne yapraklarını yerleştirelim.


- Kalan hamsileri defne yapraklarının üzerine yerleştirip en üste maydanozları iri parçalar halinde koyalım. Karabiberi ekip, limon suyunu ve zeytin yağını da gezdirdikten sonra tencerenin kapağını kapatıp kısık ateşte 15-20 dakika pişirelim.


İlk sıcaklığı geçince servis yapabiliriz.


Son derece hafif ve lezzetli bir hamsi...
Afiyet olsun.

29 Nisan 2014 Salı

DÜĞÜN ETİ

Beni çocukluğumun bayramlarına götüren bir yemektir düğün eti. Anneannem eli çok lezzetli ve aynı zamanda zevkli, sunumu güzel ve yaratıcı bir aşçı idi benim için. Onun yaptığı zeytinyağlı dolmalar, börekler, kadayıflar lezzetine doyulmaz tatlardı. Her bayramda bu saydığım yemeklerin yanında ana yemek olarak mutlaka kuzu etiyle yapılan bu yemeği yapardı ve buna düğün eti derdi. Işıklar içinde yatsın anneanneciğim.
Ben de geçen gün kasaba gittiğimde yan yana dizilmiş kuzu incikleri görünce aklıma bu güzel yemek geldi. Ev halkının çok beğeneceğini düşünerek incikleri aldım ve eve gelip pişirdim. Gerçekten de çok lezzetli oldu. Kuzu eti sevenlere duyurulur...

Malzemeler:
7 parça kuzu incik (2 kg kadar)
1 büyük kuru soğan
2 orta boy domates
1 yemek kaşığı domates salçası
Bir tutam tarçın
Bir tutam yenibahar
Bir tutam kekik (arzu ederseniz)
1 tatlı kaşığı tuz
2 çay kaşığı kadar tereyağ
2 yemek kaşığı zeytinyağı



- Öncelikle kemikli incikleri güzelce yıkayıp bir süzgece koyalım.


- Varsa döküm, yoksa çelik tencereyi ocağa oturtup1çay kaşığı tereyağı eritelim.
-Tereyağ eriyip cızırdamaya başladığında etlerin 3-4 tanesini tencereye koyup, harlı ateşte her tarafını yaklaşık 3'er dakika kadar kızartalım. Kızaran etleri tabağa alıp, kalan etleri de kalan tereyağı ile kızartalım. Bunları da diğer etlerin yanına alalım. Bu arada benim aldığım inciklerin yağı çok az olduğu için, kızartırken tereyağı kullandım. Eğer sizin aldıklarınız yağlı ise, kızartırken tereyağı kullanmayabilirsiniz.


- Kuru soğanı piyazlık olacak şekilde ince ince doğrayalım.


- Domateslerin kabuklarını soyup, küp küp doğrayalım.


- Etleri kızarttığımız tencereye zeytinyağını koyup ısıtalım ve doğradığımız kuru soğanları ekleyip rengi dönene kadar kavuralım.


- Kavrulan soğanlara doğranmış domatesleri ve 1 tatlı kaşığı tuzu ekleyelim. Domatesler yumuşamaya başlayınca salçayı da ekleyelim.


- Sıra geldi baharatlara... Bu yemeğin lezzeti koyduğumuz tarçın ve yenibahara bağlı. Ben tarçını yarım çay kaşığı kadar, yenibaharı da biraz daha az kullandım. Et yemeklerinde çok sevdiğim için biraz da taze kekik ekledim. Ama şunu söylemeliyim ki, anneannem kekik kullanmazdı bu yemekte. Karar size kalmış...


- Yemeğin harcını bu şekilde hazırladıktan sonra etlerimizi de tenceremize yerleştirip, üzerlerine etleri örtecek kadar kaynar su koyalım ve tenceremizin kapağını kapatalım. Ocağın altını da iyice kısıp yaklaşık 1 saat, yani etler yumuşacık olana kadar pişirelim.



 Evin içini saran mis gibi tarçın kokusu çok hoşunuza gidecektir.


Yanında tel şehriyeli pirinç pilavı ile servis yapabilirsiniz.


Afiyet olsun...